Prof. Dr. Serap Erel, Covid-19 pandemisinin ardından meme kanseri vakalarında artış yaşandığını belirtti.
01 Kasım 2022

  • WhatsApp Görsel 2022-11-01 saat 18.22.58.jpg
  • WhatsApp Görsel 2022-11-01 saat 18.22.56.jpg
  • WhatsApp Görsel 2022-11-01 saat 18.22.57.jpg

Elif ER- Emirhan YÜZÜGÜLDÜ/ANKARA, (DHA)- ULUSAL Meme cerrahisi Kongresi Sekreteri Prof. Dr. Serap Erel, Covid-19 pandemisi sürecinde meme kanseri taraması ve takiplerindeki azalmanın sonucunda meme kanseri vakalarında artış yaşandığını söyledi. Prof. Dr. Erel, "2020 Mart ayında taramalara gelen hastalarda, hatta 6 aylık takipleri olan hastalarda bile bir azalma oldu. Bunun sonucunu biz 2 yıl sonra görmeye başladık" dedi.

Ulusal Meme cerrahisi Kongresi Sekreteri Prof. Dr. Serap Erel, Covid-19 pandemisinin ardından meme kanseri vakalarında artış yaşandığını belirtti. Prof. Dr. Erel, "2020 Mart ayından itibaren taramalara gelen hastalarda, hatta taramadan başka normalinde 6 aylık takipleri olan hastalarda bile bir azalma oldu. Bunun sonucunu biz 2 yıl sonra görmeye başladık. Çünkü maalesef 'lokal ileri evre' dediğimiz memedeki kitlelerin, 'erken evre' dediğimiz 2 santimin üzerinde koltuk altındaki lenf notlarında yayılım olan, hatta kemiklerinde yayılım olan hastaların görülme oranlarının arttığı çalışma oranlarıyla da gösterildi. Taramalar azalınca, ileri evre hasta sayısı istatistiksel olarak anlamlı şekilde arttı. Meme kanserine bağlı ölüm oranlarında yüzde 8-10 tahmini artış oranı bekleniyor" dedi.

Prof. Dr. Erel, meme kanserinde erken teşhisin önemine dikkat çekerek, "Erken evrede yakalanırsa tedavisi yüzde 100’e yakın mümkün; ama siz geç tanı alırsanız yapılan ameliyat, verilecek olan ilaçlar belki hiç gerek yokken kemoterapi almanız gerekecek. O yüzden ne kadar erken gelirseniz sizin geleceğiniz, yaşam kaliteniz, memenizin korunması için çok faydalı olur. O yüzden erken evrede gelip taramaları aksatmamak çok önemli" diye konuştu.

'KENDİNİZİ MUAYENE EDİN'

Prof. Dr. Serap Erel, meme kanserindeki artışın önüne geçebilmek için evde yapılabilecek muayenelerin olduğunu söyleyerek, "Her banyodan sonra kendilerini bir ayna karşısında alarak, bu aşamada kendinde bir kitle olup olmadığı, daha önce olan kitlelerde bir büyüme, koltuk altında eline gelen bir kitle, bir kızarıklık, bir çöküntü, meme başında içeri çöküklük gibi belirtiler olup olmadığı ya da her zamankinden farklı bir görüntü olup olmadığına dikkat etmesi gerekiyor. Daha sonra kişiler uzanarak sırt üstü kendi kendilerini sağ ve sol meme karşılıklı olarak bakarak muayene edecekler; ama bu muayene sırasında parmaklarının içine göğüslerini almak yerine meme etrafında parmakları ile muayene etmeleri gerekir. Farklı bir kitle, oluşum hissederlerse beklemeden daha erken gelmelerini öneriyoruz" diye konuştu.

Prof. Dr. Erel, eskiden bilinen tek tedavi yönteminin kanserli bölgenin tamamının ameliyat ile alınması olduğunu söyleyerek, "Günümüzde özellikle ilaç tedavilerinin ve radyoterapinin gelişmesi ile birlikte güncel yaklaşımlar değişti ve buna bağlı olarak da artık memenin tamamının alınması gerekmeyebiliyor. Biz, hastaların memelerini koruyacak şekilde ilk planda uygun ise kitle boyutları ona göre yaklaşıyoruz. Hatta birtakım yöntemlerle sadece lenf nodlarından birkaç tanesini çıkararak da ameliyatı bitirebiliyoruz. Tüm lenf nodlarının hepsini de temizlemek gerekmeyebiliyor" dedi.  (DHA)